Serviks Kanseri: Erken Tanının Hayat Kurtarıcı Önemi

Giriş
Sevgili okuyucularımız, bu hafta sizlerle kadın sağlığının önemli konularından biri olan serviks (rahim ağzı) kanserini ve erken tanının önemini konuşacağız. Rahim ağzı kanseri, erken tanı ile neredeyse tamamen önlenebilen nadir kanser türlerinden biridir. Dünya genelinde kadınlar arasında en sık görülen dördüncü kanser türü olmasına rağmen, düzenli taramalar ve HPV aşısı sayesinde son yıllarda gelişmiş ülkelerde görülme sıklığı azalmaktadır. Ancak, özellikle sağlık hizmetlerine erişimin sınırlı olduğu bölgelerde hala ciddi bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yazımızda serviks kanserinin nedenleri, risk faktörleri, belirtileri, erken tanı yöntemleri ve korunma stratejileri hakkında sizleri bilgilendireceğiz. Amacımız, farkındalığı artırarak düzenli taramaların önemini vurgulamak ve hayat kurtarıcı erken tanının değerini anlatmaktır.
Serviks Kanseri Nedir?
Serviks kanseri, rahim ağzında (serviks) bulunan hücrelerin anormal bir şekilde büyüyerek çoğalması sonucu ortaya çıkan bir kanser türüdür. Rahmin alt kısmında yer alan serviks, rahmi vajinaya bağlayan bölgedir ve doğum sırasında genişleyerek bebeğin doğum kanalından geçmesini sağlar.
Serviks kanseri genellikle yavaş ilerleyen bir kanser türüdür. Kanser gelişmeden önce, servikal hücrelerde “prekanseröz” adı verilen değişiklikler meydana gelir. Bu değişiklikler düzenli taramalar ile erken dönemde tespit edilip tedavi edildiğinde, kanser gelişimi önlenebilir. İşte bu nedenle erken tanı, serviks kanserinde hayati önem taşımaktadır.
Son yıllarda yapılan araştırmalar, serviks kanserinin neredeyse tamamının Human Papilloma Virüsü (HPV) enfeksiyonu ile ilişkili olduğunu göstermiştir. HPV, cinsel yolla bulaşan yaygın bir virüstür ve birçok tipi vardır. Bunların arasında özellikle HPV-16 ve HPV-18 gibi yüksek riskli tipler, serviks kanseri gelişimine neden olabilmektedir.
Risk Faktörleri
Serviks kanseri gelişiminde rol oynayan çeşitli risk faktörleri bulunmaktadır:
- HPV Enfeksiyonu: Serviks kanserinin en önemli risk faktörüdür. Özellikle HPV-16 ve HPV-18 gibi yüksek riskli HPV tipleri, serviks kanseri vakalarının yaklaşık %70’inden sorumludur.
- Erken Yaşta Cinsel İlişki: 16 yaşından önce cinsel ilişkiye başlamak, serviks kanseri riskini artırabilir.
- Çok Sayıda Cinsel Partner: Cinsel partner sayısının fazla olması, HPV enfeksiyonu riskini artırır.
- Sigara Kullanımı: Sigara içmek, serviks kanseri riskini yaklaşık iki kat artırmaktadır. Sigaradaki zararlı maddeler, serviks hücrelerinde DNA hasarına yol açabilir ve bağışıklık sistemini zayıflatabilir.
- Bağışıklık Sistemi Zayıflığı: HIV enfeksiyonu veya organ nakli sonrası kullanılan bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar, serviks kanseri riskini artırabilir.
- Uzun Süreli Doğum Kontrol Hapı Kullanımı: 5 yıldan uzun süre doğum kontrol hapı kullanımı, serviks kanseri riskini hafif düzeyde artırabilir.
- Çok Sayıda Doğum: Beş veya daha fazla doğum yapmış olmak, risk faktörü olabilir.
- Düşük Sosyoekonomik Düzey: Düzenli sağlık hizmetlerine erişimi sınırlı olan kadınlarda risk daha yüksektir.
- Diğer Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar: Klamidya, genital herpes gibi enfeksiyonlar risk artışı ile ilişkilendirilmiştir.
Serviks Kanserinin Belirtileri
Serviks kanseri, erken evrelerde genellikle belirti vermez. Bu nedenle düzenli taramalar, henüz belirti vermeden hastalığın erken dönemde yakalanmasında büyük önem taşır. İlerleyen evrelerde aşağıdaki belirtiler görülebilir:
- Anormal Vajinal Kanama: Menstrüasyon (adet) dönemleri dışında, cinsel ilişki sonrası, menopoz sonrası veya iki adet dönemi arasında kanama görülmesi.
- Anormal Vajinal Akıntı: Kötü kokulu, su gibi veya kanlı akıntı.
- Cinsel İlişki Sırasında Ağrı: Disparoni olarak da adlandırılır.
- Pelvik Ağrı: İleri evrelerde pelvik bölgede, bel ve sırt ağrıları ortaya çıkabilir.
- İdrar Sorunları: İdrar yaparken yanma, sık idrara çıkma gibi şikayetler görülebilir.
- Bacak Ağrısı ve Şişlik: İleri evrelerde lenf düğümlerinin tutulumuna bağlı olarak ortaya çıkabilir.
- Halsizlik ve Kilo Kaybı: İleri evrelerde genel vücut direncinin düşmesine bağlı olarak gelişebilir.
Bu belirtilerin varlığı mutlaka serviks kanseri olduğu anlamına gelmez, ancak bu tür şikayetleri olan kadınların vakit kaybetmeden bir kadın hastalıkları uzmanına başvurması önemlidir.
Erken Tanı Yöntemleri
Serviks kanserinin erken tanısında kullanılan başlıca yöntemler şunlardır:
1. Pap Smear Testi (Pap Test)
Pap testi, serviks kanserinin erken tanısında kullanılan en yaygın tarama yöntemidir. Bu test sırasında, bir spatula veya fırça yardımıyla rahim ağzından hücre örneği alınır ve mikroskop altında incelenir. Anormal hücre değişiklikleri tespit edilirse, daha ileri tetkikler yapılır.
Türkiye’de Sağlık Bakanlığı’nın önerisi doğrultusunda, cinsel aktif olan tüm kadınların 30 yaşından itibaren 5 yılda bir Pap testi yaptırması önerilmektedir. ABD ve birçok Avrupa ülkesinde ise bu tarama 21 yaşından itibaren başlamaktadır.
Sağlık Bakanlığı Kanser Dairesi Başkanlığı’nın yürüttüğü bir çalışmaya göre, düzenli Pap testi yaptıran kadınlarda serviks kanseri görülme oranı, yaptırmayanlara göre %80 daha düşüktür.
2. HPV Testi
HPV testi, yüksek riskli HPV tiplerinin varlığını tespit etmek için yapılır. Pap testi gibi, HPV testi için de rahim ağzından örnek alınır. Son yıllarda, 30 yaş üstü kadınlarda Pap testi ile birlikte veya tek başına HPV testi yapılması önerilmektedir.
2018 yılında New England Journal of Medicine’da yayımlanan bir araştırmaya göre, HPV testi serviks kanseri taramasında Pap testinden daha etkili bulunmuştur. Bu çalışmada, HPV testinin prekanseröz lezyonları tespit etme oranı %94 iken, Pap testinin tespit oranı %86 olarak belirlenmiştir.
3. Kolposkopi
Pap testi veya HPV testi sonucu anormal çıkan kadınlarda uygulanan bir tanı yöntemidir. Kolposkop adı verilen özel bir mikroskop kullanılarak serviks dokusu detaylı bir şekilde incelenir ve gerekirse biyopsi alınır.
4. Biyopsi
Kolposkopi sırasında şüpheli görülen alanlardan küçük doku parçaları alınarak patolojik inceleme yapılır. Biyopsi, serviks kanseri tanısını kesinleştiren en önemli yöntemdir.
5. Servikal Konizasyon
Biyopsi sonuçları kesin tanı için yeterli olmadığında veya anormal hücrelerin yayılımını değerlendirmek amacıyla, serviksten koni şeklinde doku örneği alınır.
Erken Tanının Önemi
Serviks kanseri, erken evrede teşhis edildiğinde tedavi başarısı oldukça yüksek olan bir kanser türüdür. Amerikan Kanser Derneği’nin verilerine göre, erken evrede (Evre I) tanı konulan serviks kanseri vakalarında 5 yıllık sağkalım oranı %92’dir. Ancak geç evrede (Evre IV) tanı konulan vakalarda bu oran %17’ye düşmektedir.
Lancet Oncology dergisinde 2019 yılında yayımlanan bir meta-analize göre, düzenli tarama programlarına katılan kadınlarda serviks kanserine bağlı ölüm riski %70 oranında azalmaktadır.
Dr. Rachel Kupets ve arkadaşları tarafından yapılan bir çalışmada, serviks kanseri nedeniyle hayatını kaybeden kadınların %60’ının son beş yıl içinde hiç Pap testi yaptırmadığı, %20’sinin ise son 5-10 yıl içinde test yaptırmadığı tespit edilmiştir.
Bu veriler, erken tanının serviks kanseri ile mücadelede ne kadar kritik bir öneme sahip olduğunu açıkça göstermektedir.
Korunma Stratejileri
Serviks kanserinden korunmak için aşağıdaki stratejileri uygulamak önemlidir:
1. HPV Aşısı
HPV aşısı, serviks kanserine neden olan yüksek riskli HPV tiplerine karşı koruma sağlar. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), 9-14 yaş arasındaki kız çocuklarına HPV aşısı yapılmasını önermektedir. Aşı, cinsel aktivite başlamadan önce uygulandığında en etkili sonucu vermektedir.
2006 yılında kullanıma giren ilk HPV aşısından bu yana yapılan araştırmalar, aşılanan popülasyonlarda HPV enfeksiyonu ve prekanseröz lezyonların önemli ölçüde azaldığını göstermiştir. Lancet dergisinde 2019 yılında yayımlanan bir çalışmada, HPV aşılama programlarının uygulandığı ülkelerde servikste görülen yüksek dereceli prekanseröz lezyonların 5-9 yıl içinde %51 oranında azaldığı bildirilmiştir.
2. Düzenli Taramalar
Düzenli Pap testi ve/veya HPV testi yaptırmak, serviks kanserinden korunmanın en etkili yollarından biridir. Bu taramalar, kanser gelişmeden önce prekanseröz lezyonların tespit edilmesini sağlar.
3. Güvenli Cinsel İlişki
Kondom kullanımı, HPV dahil cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara karşı kısmi koruma sağlar. Cinsel partner sayısının sınırlandırılması da riski azaltır.
4. Sigaradan Uzak Durmak
Sigara kullanımının bırakılması, serviks kanseri riskini azaltmaya yardımcı olur.
5. Sağlıklı Beslenme ve Yaşam Tarzı
Bağışıklık sistemini güçlendiren dengeli beslenme, düzenli fiziksel aktivite ve stres yönetimi, genel kanser riskini azaltmada yardımcı olabilir.
Serviks Kanseri Taramasında Yaş Gruplarına Göre Öneriler
Serviks kanseri taraması için yaş gruplarına göre öneriler ülkeden ülkeye farklılık gösterebilmektedir. Türkiye’de Sağlık Bakanlığı’nın güncel önerileri şu şekildedir:
- 21 yaş altı: Tarama önerilmez.
- 30-65 yaş arası: 5 yılda bir HPV testi (tercih edilen yöntem) veya 3 yılda bir Pap testi.
- 65 yaş üstü: Son 10 yıl içinde yapılan taramalarda anormal sonuç yoksa ve son 20 yılda düzenli taramalar yapıldıysa taramaya gerek yoktur.
HPV aşısı olmuş kadınların da önerilen yaş aralıklarında tarama testlerini yaptırmaları gerekmektedir, çünkü aşı tüm HPV tiplerine karşı koruma sağlamaz.
Türkiye’de Serviks Kanseri Tarama Programı
Türkiye’de Sağlık Bakanlığı, 2014 yılından bu yana ulusal serviks kanseri tarama programını yürütmektedir. Bu program kapsamında, 30-65 yaş arası kadınlara 5 yılda bir HPV ve Pap testi ücretsiz olarak sunulmaktadır. Taramalar, Aile Sağlığı Merkezleri, Toplum Sağlığı Merkezleri ve Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri’nde (KETEM) yapılmaktadır.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre, ulusal tarama programının başlatılmasından bu yana, serviks kanseri erken evrede teşhis edilen vaka sayısında artış gözlenmiştir. Ancak programa katılım oranı hala istenilen düzeyde değildir. Bakanlık, farkındalık kampanyaları ve eğitim programları ile katılımı artırmayı hedeflemektedir.
Tarama Sonrası İzlem ve Tedavi
Tarama testleri sonucunda anormal bulgular tespit edilirse, aşağıdaki adımlar izlenir:
- Kolposkopi ve Biyopsi: Anormal Pap testi veya pozitif HPV testi sonrası kolposkopi ve gerekirse biyopsi yapılır.
- İzlem: Düşük dereceli lezyonlar genellikle yakın takibe alınır, çünkü birçoğu zaman içinde kendiliğinden geriler.
- Tedavi: Yüksek dereceli lezyonlar için Loop Elektrocerrahi Eksizyon Prosedürü (LEEP), Kriyoterapi, Lazer Ablasyon veya Konizasyon gibi tedavi yöntemleri uygulanır.
- Kanser Tedavisi: Serviks kanseri tanısı konulması durumunda, kanserin evresine bağlı olarak cerrahi, radyoterapi ve/veya kemoterapi uygulanır.
Sonuç
Serviks kanseri, erken tanı ile neredeyse tamamen önlenebilen bir kanser türüdür. HPV aşısı ve düzenli tarama testleri, bu kanserden korunmada en etkili yöntemlerdir. Cinsel aktif olan her kadının, önerilen yaş aralıklarında düzenli olarak tarama testlerini yaptırması büyük önem taşımaktadır.
Serviks kanseri hakkında farkındalığın artması ve tarama programlarına katılımın yükselmesi, bu hastalıkla ilişkili ölümlerin azaltılmasında kritik rol oynamaktadır. Sağlık profesyonelleri olarak amacımız, kadınlarımızı serviks kanseri ve erken tanının önemi konusunda bilgilendirmek ve onları düzenli taramalar için teşvik etmektir.
Unutmayalım ki, erken tanı hayat kurtarır. Düzenli sağlık kontrollerinizi ihmal etmeyin, çevrenizi de bu konuda bilinçlendirin. Sağlıklı günler dileriz.
Kaynakça
- World Health Organization. (2023). Cervical Cancer. WHO Guidelines for Screening and Treatment of Precancerous Lesions for Cervical Cancer Prevention.
- Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı. (2023). Ulusal Kanser Tarama Programları. Kanser Dairesi Başkanlığı.
- Arbyn, M., Weiderpass, E., Bruni, L., de Sanjosé, S., Saraiya, M., Ferlay, J., & Bray, F. (2020). Estimates of incidence and mortality of cervical cancer in 2018: a worldwide analysis. The Lancet Global Health, 8(2), e191-e203.
- Ogilvie, G. S., van Niekerk, D., Krajden, M., Smith, L. W., Cook, D., Gondara, L., … & Coldman, A. J. (2018). Effect of screening with primary cervical HPV testing vs cytology testing on high-grade cervical intraepithelial neoplasia at 48 months: the HPV FOCAL randomized clinical trial. JAMA, 320(1), 43-52.
- Melnikow, J., Henderson, J. T., Burda, B. U., Senger, C. A., Durbin, S., & Weyrich, M. S. (2018). Screening for cervical cancer with high-risk human papillomavirus testing: updated evidence report and systematic review for the US Preventive Services Task Force. JAMA, 320(7), 687-705.
- Lei, J., Ploner, A., Elfström, K. M., Wang, J., Roth, A., Fang, F., … & Sparén, P. (2020). HPV vaccination and the risk of invasive cervical cancer. New England Journal of Medicine, 383(14), 1340-1348.
- Kupets, R., Lu, Y., Vicus, D., Paszat, L., & Bernardini, M. Q. (2019). Are there flaws in the follow-up of women with low-grade Pap smear results in Ontario?. Journal of Obstetrics and Gynaecology Canada, 41(4), 479-485.
- Falcaro, M., Castañon, A., Ndlela, B., Checchi, M., Soldan, K., Lopez-Bernal, J., … & Sasieni, P. (2021). The effects of the national HPV vaccination programme in England, UK, on cervical cancer and grade 3 cervical intraepithelial neoplasia incidence: a register-based observational study. The Lancet, 398(10316), 2084-2092.
- American Cancer Society. (2023). Cervical Cancer: Early Detection, Diagnosis, and Staging. Cancer Facts & Figures.
- Cohen, P. A., Jhingran, A., Oaknin, A., & Denny, L. (2019). Cervical cancer. The Lancet, 393(10167), 169-182.